İslami Terimler Sözlüğü – S, Ş
Aşağıdaki İslami Terimler Sözlüğü’nde S ve Ş harfi ile başlayan dini terimler ve anlamları yer almaktadır.
Saalibe Saalebe bin Mişkân tarafından kurulan bir Harici kolunun adıdır.
Sabbahiyye, Haşhaşiyye, Fidaviyye, Mülhide, Talimiyye, İbahiyye, Nazariyye Fâtımî ve Abbâsî devletleri arasındaki rekabetten faydalanarak bir Bâtınî devleti kuran Hasan Sabbah’ın temellerini attığı mezhebin adıdır.
Bkz. Haşhaşinler
Sabbe Şii mezhebinin üç önemli kolundan birisinin adıdır (Diğerleri: Galiyye, Mufadılla).
Sâbık Bâtınilerin inanışında her şeyden önce var olduğuna ve evrendeki her şeyin onun özünden yaratıldığına inanılan Tanrı’nın adlarından birisidir.
Sabır İslam’ın yasaklarından sakınırken, Allah’ın emirlerine uyarken tahammül göstermek anlamına gelmektedir. Kur’ân-ı Kerîm’de Tanrı’nın Hz. Peygambere yapmasını öğütlediği en önemli erdemlerden birisidir.
“Rablerine sabah akşam dua eden ve O’na kavuşmak isteyenlerle birlikte bulun ve sabır eyle. Onlardan başka bir yere bakma” (Kehf 28)
Eyüp peygamberin sabrı tüm müminlere örnek olarak gösterilmektedir.
Sabr-ı Cemîl Dünyevi hayata özgü sıkıntıları sabır ve tahammül göstererek göğüsleme işinin adıdır. Kur’ân-ı Kerîm’de:
“(Ya’kûb aleyhisselâm, oğullarına) dedi ki: Hayır, nefisleriniz sizi aldatıp böyle bir işe sürüklemiş. Artık bana düşen sabr-ı cemildir. Sizin bu yaptıklarınız üzerine sabrımla Allah-ü Teâlâ’dan yardım isterim” (Yusuf 18)
Sabûr Allah’ın güzel isimlerinden (Esmâ-i hüsnâsından) birisi olup ‘acele emeyen’ anlamına gelmektedir. Bkz. Sabır
Sâcid Namaz kılarken alın ve burnu yere değdirerek secde etme işini gerçekleştiren kişinin adıdır. Kur’ân-ı Kerîm’de:
“İblisten başka bütün melekler secde ettiler, o sâcidlerden olmadı” (A’râf 11)
Sad suresi Kur’ân-ı Kerîm’in otuz sekizinci suresinin adı olup, seksen sekiz ayettir ve Mekke’de inmiştir.
Sadaka Allah rızası için fakirlere hibe edilen mal, para ve diğer ihsanların adıdır. Eski Ahit’te yoksullara sadaka verilmesi tavsiyesi Yahudilerin yanı sıra Hıristiyanlarca da uygulanmıştır.
Sadaka-i Câriye Yapıldıktan sonra bile sevabı devam eden uzun süreli iyiliklerin adıdır.
Sadaka-i Fitr Bkz. Fitre
Sâdât Hazret-i Hüseyin’in (doğal olarak Hz. Muhammed’in de) soyundan gelen kişilerin adıdır.
Sadiyye 14. Yüzyılda Sadeddin Cibâvî tarafından kurulan bir Rıfâî kolunun adı olup, devse adı verilen yılanların da kullanıldığı özel bir ayinleri bulunmaktadır. Kolları: Tağlebiyye, Vefaniyye, Aciziyye, Selamiyye
Sadr-ı evvel Hz. Muhammed ve Sahabe-i Kiram yaşadığı dönemin adıdır.
Saf Suresi Kur’ân-ı Kerîm’in altmış birinci suresinin adı olup, on dört ayettir ve Medine’de inmiştir.
Safâ ve Merve Kâbe yakınlarında bulunan ve say sırasında ziyaret edilen iki tepenin adıdır. İki tepe arasında yedi kez koşmuş olan İsmail’in anısına yapılan say yürüyüşünde 4 gidiş ve 3 geliş yürümenin sevap olduğuna inanılmaktadır.
Kur’ân-ı Kerîm’de:
“Şüphe yok ki, Safâ ile Merve Allah’ın şeâirindendir. İşte kim o Beyti hac veya umre niyetiyle ziyaret ederse, bunları güzelce tavaf etmesinde bir günah yoktur” (Bakara 158)
Safavilik Safaviyye tarikatı şeyhi Haydar’ın oğlu İran şahı İsmail olduğu için soy ve devletleri Safaviler olarak adlandırılmıştır. Türk soylu olmalarına karşın şecerelerini Hz. Hüseyin’e bağlamışlardır.
Safaviyye Bkz. Erdebiliye
Sâffât Suresi Kur’ân-ı Kerîm’in otuz yedinci suresinin adı olup yüz seksen iki â-yettir ve Mekke’de inmiştir.
Safiy Hz. Muhammed’in savaş ganimetinin dağıtımından önce ganimet içinden seçip aldığı silah, at, zırh gibi eşyaların adı olup, Zülfikar adlı kılıç da Bedr savaşının ardından peygamberin eline bu yolla geçmiştir.
Safiyullah Hz. Âdem’in lakaplarından birisi olup, Arapça ‘gönlü saflaşmış’ anlamına gelmektedir.
Safura Hz. Musa’nın karısı ve Şu’ayb kızı olan Zipporah’ın Arapça adıdır.
Sagîre Küçük günah anlamında kullanılan bir terim olup, kebîrenin (büyük günah) karşıtıdır.
Sahabe, Sahâbi, Asahaaba, Asháb Hz. Muhammed’e yetmiş iki seferinde eşlik eden arkadaşlarının adı olup, peygamberin söz ve davranışlarını sonraki kuşaklara aktarmışlar ve cennetle ödüllendirilmişlerdir.
Sahib-i Zaman Mehdi’nin sıfatlarından birisidir.
Sahîh Usulüne (farz ve vaciplere) uygun yapılan ibadetin adıdır.
Sahîh-i Buhârî Doğruluğu genel kabul gören altı hadîs kitâbından birisinin adı olup, yedi bin iki yüz yetmiş beş hadisi içermektedir.
Sahîhayn Doğruluğu genel kabul gören altı hadîs kitâbından Sahîh-i Buhârî ile Sahîh-i Müslim’in ikisine birden verilen isimdir.
Sahur Güneşin batışından tekrar doğmasına dek geçen zamanın son altıda birisi olan seher vaktidir. Ramazan ayı boyunca ertesi gün oruç tutacak Müslümanlar sahur zamanı yemek yemektedirler.
Sa’îd Allah katında makbul tutulan kişilere verilen isimdir.
Kur’ân-ı Kerîm’de:
“Sa’îd olanlara gelince, onlar Cennet’tedirler” (Hûd 108)
Sa’ir Müslüman olmayanların gideceği cehennemin tabakalarından birisinin adıdır (Kur’ân 4:11).
Sakal-ı Şerîf, Lihye-i Şerîf Hz. Muhammed’in sakalının tellerine verilen isimdir. İslam ülkelerindeki büyük camilerde saklanılan sakallar özellikle Ramazan ayında ziyaret edilmektedir.
Sakaleyn, Sakalân İnsan ve cinlerin ikisine birden verilen isimdir.
Kur’ân-ı Kerîm’de:
“Ey sakalân! Yakında (Kıyamet günü) sizi hesaba çekeceğiz.” (Rahmân 31)
Sakina Arapça ‘hareketsiz, durgun’ anlamına gelen ve Kur’ân da geçen (2:248, 9:26, 40, 48:2) kelimesi İbranice şekina ile ilişkili olmalıdır.
Salâ, Salâvat-ı Şerife Cuma günü Cuma namazından ezanından önce müezzin tarafından minareden okunan Arapça dörtlüğün adıdır.
“Şüphesiz Allah ve melekleri peygambere çok salavat getirirler.Ey iman edenler! Sizde ona salavat getirin ve tam bir teslimiyetle selam verin” (Azhab suresi, 56)
Salâvat-ı Şerife |
Essalâtu vesselâmu aleyke Yâ Rasûlallâh Elfü elfi salatin ve elfü elfi selamin aleyke Ya Resulallah Elfü elfi salatin ve elfü elfi selamün aleyke Ya Habiballah Elfü elfi salatin ve elfü elfi selamin aleyke ya Emîne vahyillah
Türkçe tercümesi Tüm Müminlerin şefeatçisi ol ya Resulellah…. Sana binlerce salât-ü selam olsun Ey Allah’ın Resulü Binlerce salat ü selam Sana ey Allah’ın Sevgilisi Sana binlerce salat-ü selam olsun ey Allah’ın vahyinin emin temsilcisi |
Salahiyye 18. Yüzyılda Abdullah Salâhuddin tarafından kurulmuş bir Halveti kolunun adıdır.
Salât 1. Allah’ın rahmeti ve müminlerin duasının adı olup, Arapça ‘namaz’ anlamına gelmektedir. Kur’ân-ı Kerîm’de:
“Allah-ü Teâlâ ve melekleri Peygambere salât ederler. Ey Müminler! Siz de O’na salât ediniz” (Ahzâb suresi: 56)
- Hz.Muhammed’in adı geçtiği zaman söylenilen (veya yazılan) “sallallahü aleyhi ve sellem” sözüdür.
- Namaz. Kur’ân-ı Kerîm’de:
“Sana vahyolunan Kur’ân-ı Kerîm’i oku. Salâtı, şartlarını yerine getirerek kıl. Çünkü salât, insanı dinin ve aklın kötü gördüğü şeylerden men eder, alıkoyar” (AnkEbut 45)
Salâvât Hz. Peygamber için okunan duaları tanımlayan bir terim olup, salatın çoğuludur.
Salîb Hıristiyanlığın sembolü olan haç anlamında Kur’ân-ı Kerîm’de kullanılan bir terimdir:
“Bu bir de inkârlarından, Meryem’e büyük iftirada bulunmalarından, Allah’ın Resulü Meryem oğlu İsa’yı öldürmelerinden ötürüdür. Yoksa onu öldürmediler, salibe germediler. Fakat onlara öyle göründü. Bu husustaki bilgileri ancak zandan ibarettir. Onu asmadılar, onu öldürmediler. Bilakis Allah onu katına yükseltti. Allah azizdir, hakîmdir” (Nisâ 156-158)
Salih Dünya malına kıymet vermeyen sadece Allah’ın rızasını kazanmak için yaşayan Müslümanlara verilen isimdir.
Kur’ân-ı Kerîm’de:
“Sizden biriniz ölüm gelip de: ‘Ey Rabbim! Beni yakın bir zamana kadar geciktirsen de, sadaka versem ve Salihlerden olsam’ demeden önce, size rızık olarak verdiğimiz şeylerden harcayın” (Münafikûn 10)
Salih, Hz. Salih Hz. Nuh’un oğlu Sâm’ın soyundan bir peygamberin adı olup Semûd halkına gönderilmiştir.
Kur’ân-ı Kerîm’de:
“Biz Semûd kavmine kardeşleri Salih’i peygamber olarak gönderdik” (Hûd 61), “Salih ve onunla olan Müminlere necat verdik. Onlar küfür ve günahtan sakınırlardı” (Neml 53), “Semûd kavmi, gönderilmiş olan peygamberlerini yalanladılar. Onların kardeşleri olan Salih Aleyhisselâm onlara dedi ki: Allah-ü Teâlâ’dan korkmaz mısınız ki, O’na şirk koşarsınız. Ben, Allah-ü Teâlâ’dan size gönderilen emin bir peygamberim. Şimdi Allah-ü Teâlâ’dan korkun. Size bildirdiğim, O’nun emir ve yasaklarında bana itaat edin. Bunun için sizden ücret istemem. Bilin ki, benim ücretim ancak âlemlerin Rabbi Allah-ü Teâlâ’nın üze-rinedir” (Şuarâ 141-145)
Salihiyye, Butriyye Es-Salihi adlı bir şeyh tarafından kurulmuş bir Zeydiyye tarikatının adıdır.
Sâlik Tasavvuf yoluna girmiş müminlere verilen isimdir.
Sallallahü Aleyhi ve Sellem Hz. Muhammed’in adının anılması sırasında peygamberi dünyada ve ahrette hayırla anma amacıyla söylenilen cümledir.
Salsabil Cennette müminlerin suyundan içtiği bir çeşme ya da pınarın adıdır (Kur’ân 76:18).
Samed Allah’ın güzel isimlerinden (Esmâ-i hüsnâsından) birisi olup, ‘hiçbir şeye ihtiyacı olmayan’ anlamına gelmektedir. Kur’ân-ı Kerîm’de:
“De ki: O Allah tektir. Allah Samed’dir” (İhlâs 1, 2)
Samit Bâtınîlerin peygamber anlamında kullandığı bir terim olup Arapça ‘susan’ anlamındadır.
Samsame Halid bin Said’in kafirlere korku salan kılıcına verilen isimdir.
Samt Arapça ‘susmak’ anlamına gelen terim tasavvufta kişinin gereksiz yere konuşmamasını tanımlamaktadır.
Sanam İslam öncesi Arap inançlarında bir tanrı adı olup, Kur’ân-ı Kerim’de kafirlerin tapındığı bir tanrı (Kur’ân 7:138) olarak anılmaktadır. İsrail ve Suriye’de yapılan arkeolojik kazılarda bu tanrıya ait heykeller bulunmuştur.
Sanem Arapça ‘put’ anlamına gelen terim İslam öncesi Arap toplumunca tapınılan tanrıları tanımlamaktaydı.
Sakar Büyücü ve falcılar için ayrılan cehennemin katmanlarından birisinin adı olup, (Kur’ân 54:48) Arapça ‘Yakıcı sıcak’ anlamına gelmektedir.
Sarandib Cennetten kovulan Âdem’in yeryüzünde indiği mevkinin adı olup, Cebrail kendisini avutmaya gelene kadar burada ağlamış ve Mekke’de Havva ile buluşana dek Cebrail yolda kendisine rehberlik etmiştir.
Sarık Fes ve kavuk gibi başlıkların üzerine sarılan tülbendin adıdır.
Sarliyye Musul civarında yaygın bir mezhebin adı olup, Hıristiyanlığa özgü bazı öğeleri de içermekte, namaz kılmak, oruç tutmak gibi farzları yerine getirmemektedirler.
Saviyye 19. Yüzyılda Ahmet bin Sâvi tarafından kurulan bir Halveti kolunun adı olup, Şâbânilik’ten ayrılmadır.
Sa’y Hac veya Umre için Mekke’ye giden Müslümanların Kâbe yakınlarında bulunan Safâ ve Merve tepelerini ziyaretin adıdır.
Sayd Etinin yenmesi haram olan diş ve derisi için avlanılan hayvanların adıdır. Kur’ân-ı Kerîm’de:
“Deniz saydı yapmak ve onu yemek size helâl kılındı ki hem size, hem de yolcu olanlarınıza faydalı olsun. Kara saydı ise ihramda bulunduğunuz müddet içerisinde size haram edildi” (Mâide 96)
Sayfu’llah, Seyfulah Arapça ‘Allah’ın kılıcı’ anlamına gelen kelime Ashab-ı Kiram’dan Hz. Hâlid İbn-i Velid’e verilen bir unvandır.
Sayhun Sidrat-al-Muntaha ağacının altından geçen dört nehirden birisinin adıdır.
Sayyid, Sayed, Syed, Saiyed, Seyyid Hz. Muhammed’in torunları Hüseyin ve Hasan’ın soyundan gelen kişiler için kullanılan onore edici bir terimdir.
Seba Arapça yedi sayısı olup kutsal kabul edilmektedir. Bkz. Yedi
Sebeiyye Galiyye kolundan bir tarikatın adı olup Hz. Ali’yi tanrı saymakta ve reenkarnasyona inanmaktadırlar.
Secâh binti Hâris Hz. Muhammed’in ölümünden hemen sonra kendisinin peygamber olduğunu ileri süren bir kadın olup, Temim kabilesindendir.
Secde Namaz esnasında diz çökerek eller ve başı yere koyma eyleminin adıdır.
Selamiyye 18. yüzyılda Abdüsselâm tarafından kurulmuş bir tarikat olup, Rıfâîliğin kollarındandır.
Selefiyye Hz. Muhammed döneminde yaşamış yakınlarının söz ve davranışlarına verilen isim olup, ehli sünnet tarafından tartışmalı konularda dikkate alınmışlardır.
Selh Hiçbir ibadetin yerine getirilmediği Bâtıniliğin son derecesinin adıdır.
Semâ Mevlevi dervişlerinin zikir esnasında müzik eşliğinde kendi eksenleri etraflarında dönmeleri suretiyle yaptıkları dansın adıdır.
< Arapça semâ ‘işitmek, duymak’
Seneviyye Bir Mutezile tarikatının adıdır.
Sevap Dinin emirlerinin yerine getirilmesi karşılığında Tanrı tarafından verilen armağan anlamına gelmekte olup, günah kelimesinin zıt anlamlısıdır.
Seyyid-i Kâinât Hz. Muhammed için kullanılan bir isim olup, ‘Evren’in efendisi’ anlamına gelmektedir. Bu yüzden seyyit (efendi) terimi peygamberin soyundan gelenler için kullanılmıştır.
Sezaiyye Hasan Sezai tarafından 18. Yüzyılda kurulan bir halveti tarikatının adıdır.
Sır Tasavvufta Tanrı ile insan arasındaki sembolik temas noktası, tanrının kullarına bildirmediği bilgiler olarak algılanmaktadır.
Sırat, Sırat Köprüsü, Al sirat Cennete uzanan köprünün adı olup, Arapça ‘el-sirat’ keçi yolu anlamına gelmektedir. Günahkârlar için örümceğin ağ ipliğinden ince, kılıçtan keskindir: köprüyü geçemez ve altındaki gayya kuyusuna (cehenneme) düşerler. Müminler ise kolayca köprüyü geçerek cennete gitmektedir. Öteki dünyaya ulaşabilmek için bir köprü, geçit ya da nehirden geçme inancı nerdeyse tüm antik kültürlerde mevcuttur.
Sicil Cennette kıyamet gününe dek kayıt tutmakla görevli meleklerin adıdır (Kur’ân 21:104).
Siddik Hz. Muhammed’e ilk inanan insan olan Hz. Ebu Bekir için kullanılan övgü ifadelerinden birisi olup, Arapça ‘inanan’ anlamındadır.
Sidrat-El-Muntaha Cennetin yedinci tabakasında yer alan sedir ağacının adı olup, her yaprağında bir insanın adı yazılıdır. Ağaç yaprağını döktüğünde o kişinin dünyadaki hayatı sonra erecek demektir. Azrail düşen yapraktaki kişinin adını okuduktan sonra görevini yapmaya gider.
Sijjin İki farklı anlamı vardır:
- Cehennemin bir parçası olan derin bir çukur
- Günahkârların kayıt defteri (Kur’ân 83:7-8)
Sivasiyye Şemsettin Ahmet Sivâsî tarafından kurulan bir Halvetî tarikatının adıdır.
Softa Dini bilgi dışında hiçbir deneysel bilgi ve gözleme itibar etmeyen kişiler için kullanılan bir deyim olup, Farsça sûhte (öğrenci) kelimesiyle alakalıdır.
Sofu Halk ağzında dini emirleri harfi harfine uygulayan Müslümanlar için kullanılan bir deyimdir.
Subha Tasavvufta Tanrının nuru ile birisini aydınlatmasının adıdır.
Sudûr Tasavvufta Tanrı’nın bir beden bulup görünmesine verilen isim olup Arapça ‘olmak’ anlamındadır.
Sufi Benliğini tanrıya adamış dervişler için kullanılan tabirdir.
Suhuf Kitap gönderilmeyen peygamberlere (Adem ve İbrahim’e 10’ar sayfa; İdris’e 30, Şit’e 50 sayfa) verilen emirleri içeren yazıların adı olup, Arapça ‘sayfalar’ anlamına gelmektedir.
Sultan İshak Zağros dağlarında yaşadığına ve emrine verilmiş melekler olduğuna inanılan bir Alevi pirinin adıdır.
Sûr-u İsrafil Kıyamet günü ölüleri diriltmek için İsrafil adlı meleğin çalacağına inanılan borunun adıdır.
Sure Arapça ‘işaret’ anlamına gelen kelime aynı zamanda Kur’ân’ı oluşturan 114 bölümün her birinin adıdır. İndiği yere göre sureler 3 gruba ayrılırlar:
- Mekki sureler: Mekke’de inen sureler
- Medeni sureler: Medine’de inen sureler
- Seferi sureler: Hz. Muhammed’e bu iki kentin dışında bulunduğu zamanlarda inen sureler
Suret Arapça ‘biçim’ anlamına gelen kelime, dini terminolojide canlı varlıkların tasviri (put) anlamında kullanılmaktadır. İslam’ın heykel hatta resim yapımına karşı takındığı sert tavır Hıristiyanlıkta bir ölçüde sürdürüle gelen (ikonacılık, freskler) putperestlik ile arasına kesin sınır çekmek içindir.
Sut Şeytan’ın oğlu olup insanları yalan söylemeye teşvik etmektedir.
Suva Araplar tarafından Hz. Nuh döneminde tapınılan tanrılardan birisinin adı olarak geçmekteyse de putları İslam’ın gelmesiyle yıkılmıştır (Kur’ân 71: 23).
Sühreverdiyye Abdülkadir Sühreverdi tarafından 12. Yüzyılda kurulan bir Kadîri tarikatının adıdır. Kolları: Bedriyye, Zeyniyye, Bahâiyye, Kemaliyye, Ahmetiyye, Necibiyye
Süluk Tasavvufta tarikata girmek anlamına gelmekte olup, giren kişiye ise salik (Arapça ‘yola giren’) adı verilmektedir.
Sümbül Efendi Halvetîyye tarikatına bağlı Sümbüli kolunun kurucusunun İstanbul Koca Mustafa Paşa’daki türbesinin adıdır. Çevresi üç kez dolaşılarak dilek tutulmakta, yanı başındaki kuyu suyunun şifalı olduğuna inanılmaktadır.
Sümbüliyye Şeyh Zeyneddin Yusuf Sümbül Sinan tarafından 16. yüzyılda İstanbul’da kurulan bir Halvetî tarikatının adıdır.
Sümmanîyye Sumâne bin Eşras an Numeyrî tarafından kurulmuş bir Mûtezile kolunun adıdır.
Sünen Fıkıh konularına göre tasnif edilmiş hadis derlemelerinin adıdır.
Sünnet 1. Hz. Muhammed’in Kur’ânda buyrulmamasına (farz) hatta vacip bile olmamasına karşın, gerçekleştirdiği eylem ve davranışlar (Sünnet-i fiiliye) ile sarf ettiği sözlerin (sünnet-i kavliyye) adıdır.
İki gruba ayrılır:
- Sünnet-i Müekkede: Beş vakit namazı cemaatle kılmak gibi Hz. Muhammet’in sıkça yaptığı işlerdir.
- Gayr-ı Müekked: Hz. Muhammet’in arada sırada yaptığı işlerdir.
- Erkek çocukların erkeklik organının uç kısmında bulunan derinin çepeçevre kesilmesi eylemine Anadolu’da verilen isim olup, Arapçası ‘hitan’dır. Genellikle çocuğun arkadaşları ve akrabalarının çağrılması suretiyle düzenlenen eğlencede gerçekleştirilir. Gelin yatağı gibi süslenen karyolaya yatırılan çocuğa hediyeler alınarak gönlü alındıktan sonra, ‘kuşa bak’ benzeri sözlerle dikkati başka yere çekilirken sünneti yapılmaktadır.
Kuran’da bahsi geçmeyen bu eylemin uygulanması hadislere dayanılarak sünnet kabul edilmektedir. Bununla birlikte İslam öncesi Arap toplumu tarafından uygulanan bu gelenek Yahudilerden ödünçlenilmiş olmalıdır. Okyanusya, Afrika ve Güney Amerika’da yaşayan bazı ilkel kabilelerin İslam ile bir etkileşme olmaksızın farklı amaçlarla bu adeti sürdürdüğü (bazı bölgelerde kızlarda klitorisleri kesilerek sünnet edilri) görülmektedir. Bazı mitologlarca Ortadoğu’da uygulanan sünnet geleneğinin kökeninde kendilerini ana tanrıçaya adayan (Kybele gibi) erkek rahiplerin penislerini kökünden keserek kendilerini hadım etmeleri geleneğinin zamanla sembolize ederek sürdürülmesi olduğu iddia edilmektedir.
Sünnîlik İslam dininin en büyük mezhebinin adı olup, dünyadaki tüm Müslümanların %80-90’ını oluşturmakta ve ilk dört halifenin Hz. Muhammed’in adil halefleri olduğuna inanmaktadırlar.
Sünni ekolleri:
- Mûtezile: Irak’ta Hasan El-Basri’nin (MS 642-728) öğrencisi Vâsıl bin Ata (MS 699-749) tarafından kurulmuştur. Abbasi halifesi el-Ma’mun, Mûtezile doktrinini devletin temel ilkesi olarak benimsemiş ve muhaliflerine zulmetmiştir. Büyük oranda Yunan felsefesinden etkilenmiş ve ahlak ve dini akıl temeline oturtmaya çalışmıştır.
- Eş’ariyye, Eşarilik: Ebu el-Hasan (MS 873-935) tarafından büyük oranda hukukçu ve gizemci el-Gazali’nin düşüncelerinden etkilenerek kurulmuştur. Vahyin insan aklına üstünlüğünü savunmaktadır.
- Maturidiye: Ebu Mansur el-Maturidi (ö. MS 944) tarafından kurulmuş olup sadece bazı Orta Asyalı Türk kabileleri arasında yayılmış ve Selçuklular sayesinde Anadolu’ya taşınmıştır.
Sünni hukuk ekolleri:
- Hanefi (Ebu Hanife’nin çalışmalarını temel almıştır)
- Maliki (Malik tarafından kurulmuş-tur)
- Şafi (Malik’in öğrencisi Şafi tarafından kurulmuştur)
- Hanbeli (Şafi’nin öğrencisi Ahmad bin Hanbal tarafından kurulmuştur)
Sürhûb Zeydilerin şeytan anlamında kullandığı bir terimdir.
Sütkardeş Kan bağları olmadığı halde aynı kadın tarafından emzirildikleri için kardeş kabul edilen kişilerin adı olup, kız ve erkek olmaları durumunda evlenmeleri caiz değildir.
Şabah Yeryüzünde yaşayan ruhları tanımlayan bir terimdir.
Şabân ayı Üç aylardan ikincisi Arabî ayların sekizincisinin adı olup, Ramazan ayından önce gelmektedir. Nafile oruçlarının tutulduğu bu ayda İslam öncesinde de bazı putperest ayinleri düzenlenmekte olup kutsal kabul edilmekteydi.
Şabâne Özellikle Kuzey Afrika ülkelerinde Şaban ayının son üç günü düzenlenen dini törenin adıdır.
Şabaniyye 16. yüzyılda Şabân-ı Veli tarafından kurulan bir Halveti tarikatının adıdır.
Şabaşiyye Irak’ta özellikle Basra bölgesinde yaygın bir tarikatın adı olup, Karmâtiliğin koludur.
Şafan, Safan Bir defasında cenneti yakmakla tehdit eden bir ateş cininin adıdır.
Şafii, Şafiîlik Sünni İslam’ın dört büyük mezhebinden birisi olup, İmam Ebu Abdullah Muhammet bin İdris Şafiî (767-820) tarafından kurulmuştur. Endonezya, Tayland, Mısır, Brunei, Malaysiya ve Singapur yaygın olan Şafii mezhebi tüm Müslümanların % 15’ini oluşturmaktadır.
Şah Farsça hükümdar anlamına gelen terim Şii inancında tüm imamlar için kullanılmaktadır.
Şahadet Din uğruna ölmek anlamında ölmek anlamına gelmektedir.
Şahhâmiyye Ebu Yakup aş-Şahhâm tarafından kurulan bir Mutezile kolunun adıdır
Şâhid Gördüğü, bildiği bir şeyi hâkimin huzurunda açıklayan kişinin adıdır. Kur’ân-ı Kerîm’de:
“Ey iman edenler! Daima adaletle hareket ediniz. Adâleti yerine getirmeğe çalışınız. Allah için şahitler olunuz” (Nisâ 135)
Şakî Tanrıya eş koşan cehennemlik kişilerin adıdır. Kur’ân-ı Kerîm’de:
“Şakî olanlara gelince: Onlar Cehennem ateşindedirler ki, orada onların (çok acı) bir nefes alıp vermeleri vardır.” (Hûd 106)
Şakk-ı Kamer, Şakkul Kamer Hz. Muhammed’in Mekke’de Kureyşlilerin peygamberliğini test etmek için ‘Peygambersen ayı ikiye ayır’ demeleri üzerine parmağının bir işaretiyle ayı ikiye ayırdıktan sonra yeniden birleştirerek gerçekleştirdiği mucizenin adıdır (Kamer suresi, 1).
Şakk-ı sadr Hz. Muhammed’in göğsünün yarılması olayının adı olup, çocukluğunda ve Miraca çıkarken olmak üzere iki defa gerçekleşmiştir.
Şarap Arapça ‘hamr’ sarhoş eden içecek olup, şarap dahil hepsi haram sayılmaktadır
Şath Zikr sırasında çıkarılan anlamsız sözlerin adıdır.
Şathiye Tasavvufta zikr sırasında tanrıya hitaben yazılan bir -genellikle anlamsız sözlerde vahiy arayıp- konunun şaka yollu eleştirisini içeren manzum eserlerin adıdır.
Şattariyye 15. yüzyılda Abdullah Şattar tarafındna kurulan Endonezya ve Hindistan’da yayılmış bir tarikatın adıdır.
Şavt Kâbe’nin etrafını koşarak dolanma anlamına gelmekte olup, yürüyerek (tavaf) ya da şavt ederek de olsa 7 defa gerçekleştirmek gerekmektedir.
Şa’yâ İsrailoğullarına gönderilen peygamberlerden birisi olup, Hz. Musa’nın dinini tebliğ etmiştir.
Şâziliyye, Şazeliyiyye Tunuslu Ebü’l-Hasen Şâzilî’nin 13. yüzyılda kurup yaydığı bir Sünni tarikatının adıdır. Kolları:
Desûkiyye, Ahmetiyye, Vefâiyye, Ruzûkiyye, Hanefiyye, Cezûliyye, Gaziyye, İseviyye, Nâsıriyye, İlmiyye, Mustariyye, Afîfiyye
Şeâ’irullah Görüldüğünde Allah’ı hatırlatan şeylerin adıdır. Kur’ân-ı Kerîm’de:
“Bir kimse, Şeâ’irullahı ta’zim ederse, bu iş kalplerin takvasındandır.” (Hac 32), “Safâ ve Merve, Allah-ü Teâlâ’nın, Şeâ’irindendir.” (Bakara 158)
Şeba Bkz. Seba Melikesi
Şecere-i Tayyibe İslam için kullanılan ‘Temiz ağaç’ anlamında kullanılan bir terimdir.
Şeddad Hud’un peygamberliğine inanmadığı için halkı ile birlikte yok edilen, Ad kavminin kralının efsanevi adıdır.
Şefaat Bir kimsenin bağışlanması için aracı olma işinin adıdır. Peygamberler, şehitler, salihler, alimler ve küçük yaşta ölen Müslüman çocuklar şefaat edebilmektedir.
Kur’ân-ı Kerîm’de:
“O gün, Allah-ü Teâlâ’nın kendisine şefaat etmeye izin verdiği ve sözünden hoşnut olduğu kimselerden başkasının şefaati fayda vermez.” (Tâhâ 109)
Şehît, Şehîd Allah ve din uğruna savaşırken hayatlarını yitiren Müslümanlara verilen unvandır. Kur’ân-ı Kerîm’de:
“Allah yolunda şehit olanlara ölü demeyiniz. Onlar diridirler. Kendilerine her zaman rızık verilir. Onlarda azap olunmak korkusu yoktur. Nimetlerden mahrum kalmak üzüntüsü de yoktur” (Âl-i İmrân 170)
Şemsîlik Mevleviliğin iki kolundan Alevi olanın adı olup Şems-i Tebrizî’ye bağlanmaktadır.
Diğeri için Bkz. Veledîlik
Şemsiyye 16. Yüzyılda Şeyh Şemsettin Sivasi tarafından kurulan bir Halveti tarikatının adıdır.
Şer Müslümanların yapmaktan kaçınması gereken işlerin genel adıdır.
Şerefe Minarelerde müezzinlerin çıkıp ezan okuması için inşa edilen balkonun adıdır.
Şeriat Kur’ân ve hadislerin ana hatlarını çizdiği İslam hukukunun adıdır.
Şerif Şii geleneğinde Hz. Muhammed’in kızı Fatıma/Fatma ve damadı Ali ibn Abi Talib tarafından sürdürülen soydan gelen kişiler için kullanılır.
Şeyatin Arapça ‘şeytanlar’ anlamına gelen terim Bâtınîlerin, ibadetlerini yüzeysel olarak gerçekleştiren Müslümanlar için kullandığı terimdir.
Şeyh Tasavvufta tarikatın tüm derecelerini aşmış liderler ve mürşitler için kullanılan terimdir. Bkz. Pir
Şeytan Ayetleri Hint asıllı İngiliz yazar Salman Rüştü’nün 1988 yılında yayınlanan The Satanic Verses adlı kitabında bahsi geçen ve 1989 yılında İran hükümeti tarafından gıyabında ölüm fetvası verilmesine sebep olan ayetlerin adıdır. İYazarın iddiasına göre, Hz. Muhammed’e şeytan tarafından verildiği için Kur’ân-ı Kerim’den silinen ayette “Üçüncü ve son olan, Allat, El Uzza ve Manat’tan ne bekliyorsunuz”u okuduğunda Şeytan’ın ona “Bunlar yükselen meleklerdir, onların dualarına muhtacız” cevabını verdiği söylenmekte, bu durum ise Cahilliye döneminin üç tanrıçasının kabulü anlamına gelmekteydi.
Şeytaniyye, Numaniyye İmâmiyye kollarından birisinin adıdır.
Şezbeth, Hezbeth Yalan ve uydurma hikâyeleri icat eden bir cinin adıdır.
Şia Arapça ‘yandaşlar’ anlamına gelen terim pratikçe Hz. Ali yandaşlığı yani Şiilik anlamında kullanılmaktadır.
Şia-Ula Hz. Ebu Bekir ve Hz. Ömer’den sonra Hz. Osman’ın değil Hz. Ali’nin halife olmasını isteyen düşüncenin adıdır. Başlangıçta ehl-i sünnet olmakla birlikte zamanla Ali’yi tanrılaştıracak kadar yüceltmişlerdir.
Şiilik Hz. Muhammed’in oğlu olmadığı için yerine Hz. Ali’nin geçmesi gerektiğini ileri süren, dini akımın adıdır. Şiiler, Halifeliğin seçim yoluyla değil de mirasçılık yoluyla geçmesi gerektiğini ileri sürmüştür.
Şik Alnının ortasında tek bir gözü bulunan ve yolculara musallat olan bir cinin adıdır.
Şirk İslam inancında Allah’tan başka tanrılara inanma, ona ortak koşma ve putperestliği tanımlayan bir tabirdir. Arapça müşrik ‘Allaha ortak koşan’ kelimesiyle ilişkilidir.
Şuayb Hz. Musa’nın kayınpederinin adı olup, Hz. Âdem’den sonra gelen on üçüncü peygamberdir. Eski Ahit’te Jethro adıyla geçmektedir (Çıkış 3:1).
Şûbe Tarikat kollarına verilen isimdir.
Şumeytiyye Câfer-us Sâdık’ın 5 oğlunu da imam olarak tanıyan bir İmâmi kolunun adıdır.
Şurat Düşmanla savaşmak isteyen öncü anlamına gelen bir Harici tarikatının adıdır.
Şureykiyye Gâliyye kolundan bir Şii tarikatının adıdır.
Şuttâr Zikr yapmadıkları için Melamitîlere verişen isimdir.
Şükuftiyye Mal, mülk sahibi olmadıklarından dolayı Bâtınîlere verilen isimdir.
Kaynakça
Özhan Öztürk. Folklor ve Mitoloji Sözlüğü. Phoenix Yayınları. Ankara, 2009